Friday, September 21, 2012

Little Fugitive (1953)

To tell the truth, when I saw the text "This movie has been a source of inspiration for John Cassavetes' and Martin Scorsese's first films" at the back of the DVD that I borrowed from the library, I wasn't expecting the movie to be that good, and I had no idea on how significant place it has, not only for Cassavetes and Scorsese, but for the history of cinema.

Doğrusu kütüphaneden arkasındaki "John Cassavetes ve Martin Scorsese’nin ilk filmlerine esin kaynağı olmuştur" yazısını görünce aldığım bu filmin umduğumdan çok daha iyi çıkacagını ve sadece Cassavetes ve Scorsese için değil, sinema tarihinde önemli bir yeri olduğunu bilmiyordum.
Little Fugitive (1953) has a minimalistic scenario. It tells what had happened to a seven-year-old little brother (Joey) during one day. When their mother entrusts him to his older brother for one day and leaves them to take care of their ill grandmother, a friendly, simple but honest independent film comes out. Joey's brother and his friends decide to make a joke to Joey, so that the little hindrance would leave them alone, but the joke backfires and seven-year-old Joey reckons that he accidentally killed his brother, throws himself on the streets and runs away. What a tragedy for a seven-year-old! :) and that's where the whole story begins.

Minimalistik bir senaryosu var Little Fugitive’in. Yedi yaşındaki küçük erkek kardeşin (Joey) bir gün boyunca başından geçenleri anlatıyor. Anneleri Joey’i bir günlüğüne kendisinden birkaç yaş büyük abisine emanet edip hasta anneanneleri ile ilgilenmeye gidince ortaya böyle samimi, basit ama dürüst bir bağımsız film çıkıyor. Joey’in abisi ve arkadasları ‘ayakbağı’ Joey onları biraz rahat bıraksın diye minik bir şaka yapmaya kalkınca, şaka kaka oluyor ve yedi yaşındaki Joey abisini kazara öldürdüğünü düşünerek kendini sokaklara atıyor ve kaçıyor. Yedi yaşındaki bir çocuk için ne büyük trajedi! :) Tüm hikaye de işte burada başlıyor.
Joey, taking the money left by her mother, throws himself to Coney Island, probably the only place that he's been taken to away from his house. A place where all little kids are itching to go. Surrounded by funfairs, parks, playing fields, innocent Joey spends time forgetting his suffering (!).

Joey annesinin eve biraktigi parayı da alarak soluğu belki de bugüne kadar evinden uzakta gittiği tek yer olan Coney Island’da alıyor. Minik çocukların gitmeye can attığı, rüyalarını süsleyen lunaparklar, oyun alanları ile dolu olan bu yerde Joey masumane bir şekilde çilesini(!) de unutarak vakit geçirmeye başlıyor.
The film's credibility (or sincerity is more like it, because the movie doesn't have any concern for credibility) is due to the little actor. The film doesn't have a message to give, nor a doctrine, but we should give this little actor (Richie Andrusco) his due. He takes us into Joey's world and lets us see things through his eyes while forgetting ourselves.

Filmin inandırıcılığı (ya da içtenliği demek daha doğru olur, çünkü film inandırıcılık kaygısı gütmüyor) minik aktörden kaynaklanıyor. Filmin vermeye çalıştığı bir mesaj, bir öğreti yok; fakat bizi Joey’nin kendi dünyasına katarak olanları kendimizi unutarak onun gözünden izlememizi saglayan bu minik aktörün (Richie Andrusco) hakkını vermeliyiz.
The movie is written and directed by Abrashkin Raymond (known as "Ray Ashley"), and photography-origin couple Morris Engel and Ruth Orkin. Therefore, more than the rating worries, the film is concern with photographic aspects (see the rain scene). Remarkable thing about the film is that Engel adopted shooting with a hand-held camera which was a trend started by famous photographer Paul Strand who also introduced Engel the photography. Being a movie shot by a hand-held camera in 1950s, Little Fugitive is a pioneer in the cinema history. In this way, Engel captured the scenes while the surrounding people were unaware and in their natural habitats. Can't we say that Little Fugitive has a documentary quality which reflects the state of Coney Island in the 1950s?

Film Raymond Abrashkin ("Ray Ashley" olarak biliniyor), ve fotografçılık kökenli çift Morris Engel ve Ruth Orkin tarafından yazılıp çevrilmiş. Bundan dolayı ki filmde begenilme kaygısından çok, fotografik bir kaygı var (bkz. yağmur sahnesi). Filmin kayda değer yanı da Engel’i fotografçılık ile taniştıran ünlü fotoğrafçı Paul Strand’in başlattığı el kamerası ile çekimin Engel tarafından benimsenmesi olmuş. 1950 sinemasında el kamerası ile çekilen bir film olması dolayısıyla da sinemanın ilklerinden Little Fugitive. Bu sayede Engel bir çok sahneyi etraftaki insanlara farkettirmeden doğal ortamlarında çekmiş. Bu nedenle Coney Island’ın 1950’lerdeki halini yansıtan bir belgesel niteliğini de taşıyor diyemez miyiz ?
Little Fugitive also greatly influenced the French New Wave. We understand that from Truffaut's saying "If Little Fugitive did not come, our New Wave couldn't exist". If we dig a bit more, when you watch the film, you will notice the similarities between the scenarios of Little Fugitive and Godard's film Au Bout de Souffle (Breathless (1960)). With some similarities between some scenes and the script, Truffaut's Les 400 Coups (The 400 Blows (1959)) has also some inspirational breeze of Little Fugitive.

I've also learned from the DVD extras of the film that according to some historians, Little Fugitive is accepted as America's first independent feature film. It's a title that belongs to John Cassavetes' film Shadow (1959), however Little Fugitive has been shot seven years prior to that film.

in three words: friendly, natural, non-greed

Fransız Yeni Dalga akımını da büyük ölçüde etkilemis bir film Little Fugitive. Bunu Truffaut’nun “Eger Little Fugitive olmasaydı, bizim Yeni Dalga’mız varolamazdı” demesinden de anlıyoruz. Hatta biraz daha deşersek, filmi izlediğinizde Godard’ın Au Bout de Souffle‘u (Breathless (1960))ile Little Fugitive arasındaki senaryo benzerliklerini farkedebilirsiniz. Bazı sahneler ve yine senaryodaki benzerliklerden de Truffaut’nun Les 400 Coups’sunda da (The 400 Blows (1959)) filmden esintiler var. 

Bir de DVD’deki ekstralardan öğrendiğime gore bazı sinema tarihçileri filmin Amerika’nın ilk bağımsız filmi olduğunu söylüyor. John Cassavetes’in Shadow filmine ait olan bir ünvan but, fakat Little Fugitive ondan yedi yıl daha önce çekilmiş. 


Üç kelimeyle: samimi, dogal, hırsı olmayan
   

3 comments:

Anonymous said...

I'm having a tiny problem I can't seem to be able to subscribe your feed, I'm using google reader by the way.
Welcome to my website [url=http://www.about-dogs.zoomshare.com/]www.about-dogs.zoomshare.com[/url].

Anonymous said...

This was really a fascinating subject, I am very lucky to have the ability to come to your weblog and I will bookmark this page in order that I might come back one other time.

Cinematic Ceremony (Betül) said...

thanks Anonymous!